Roald Dahl’ın Charlie ve Çikolata Fabrikası Kitabının Başarılı Film Uyarlama Analizi: Willy Wonka ve Çı̇kolata Fabrı̇kası

Richard B. Davis

Edebiyat ve sinema arasındaki sıkı ilişki her geçen gün artmaktadır. Film uyarlamaları giderek daha popüler hale gelmektedir. Geçmişte, eleştirmenler ve akademisyenler edebi eserlere dayanan filmleri tartışmışlardır; ancak çok azı çocuk edebiyatı türünü incelemiştir.

Çocuk edebiyatı alanındaki çok sayıda eser arasında Roald Dahl’ın Charlie ve Çikolata Fabrikası (1964), iki farklı film versiyonuna uyarlanmış olmasıyla öne çıkar. Dahl’ın metnini uyarlayan ilk yönetmen, 1971 yılında Mel Stuart olmuştur; 2005 yılında ise Tim Burton ikinci uyarlamayı yönetmiştir. Bu çalışmada, Stuart’ın 1971 yılında yönettiği Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası’nın başarılı bir film uyarlaması olduğunu göstermek için film uyarlama teorisini ile birlikte incelenecektir.

1971 yılı, Roald Dahl’ın sevilen çocuk romanı Charlie’nin Çikolata Fabrika’nın (1964) ilk kez beyaz perdeye uyarlandığı tarihtir. Mel Stuart’ın yönettiği uyarlama, filmin romandaki unsurları nasıl koruduğu, çıkardığı, filme eklediği ve/veya genişlettiği göz önüne alındığında başarılı bir uyarlama örneğidir. Aynı zamanda, filmin müzik, televizyon ve sinema gibi popüler kültür üzerinde de etkisi olmuştur. Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası sadakati, Stuart’ın kendine özgü dokunuşları ve oyuncu kadrosu sayesinde başarılı film uyarlaması olarak değerlendirilir.

Stuart’a göre, Dahl’ın hayal dünyasını hayata geçirmesi için onu teşvik eden kızı olmasaydı, bu film gerçekleşmeyecekti. Romanı okuduktan sonra, Stuart şu değerlendirmeyi yapar: “Bu kitabın sadece bir çocuk kitabı olmadığını, aksine iyi çocuklar ve kötü çocuklar, iyi ebeveynler ve kötü ebeveynler hakkında, büyüleyici çikolata üreticisi Willy Wonka’yı merkeze alan karmaşık bir ahlak hikâyesi olduğunu hissettim. Her ne kadar çok net olmasa da, aynı zamanda bir arayışın hikâyesidir” (2002: 5-6). Stuart’ın bu filmi yapmak istemesinin nedeni, hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap etme potansiyelinin yanı sıra, Disney’in çok sayıda animasyon ve canlı çekim filmiyle yıllardır büyük bir paya sahip olduğu aile filmi pazarındaki bir boşluğu doldurma potansiyeliydi. Stan Marguilies ve David L. Wolper, filmin yapımcısı olarak Stuart’a katıldılar (2002: 1-7).

Katkıda bulunan bu kişilerin yanı sıra, Dahl da senaryoyu yazarak yapıma dâhil oldu ve üç farklı versiyondan ve David Seltzer’in yardımlarından sonra nihai senaryo ortaya çıktı. İlk taslakta, Dahl romanından fazlaca şey dâhil ederek filmin iki buçuk saat sürmesine ve çekim maliyetlerinin çok yüksek olmasına yol açtı. Stuart, “Tam anlamıyla profesyonel bir insan olan Dahl, yaklaşımının ciddi şekilde yeniden ele alınması gerektiğini çabucak anladı” diye anlatıyor bu durumu (2002: 14). İkinci taslak, çekimlerin başlamasından iki ay önce yapım ekibine ulaştı, ancak hâlâ iyileştirmelere ihtiyaç duyuyordu. Stuart ve ekibi, senaryoyu daha da geliştirmek için David Seltzer’i işe aldı ve bir ay sonra Seltzer’in yardımıyla üçüncü bir taslak ortaya çıktı. Bu senaryo, Willy Wonka’yı beyazperdeye taşıyacak olan senaryo oldu (2002: 22). Wonka Çikolata adını verdikleri yeni bir şekerlemeyi piyasaya sürmek için iki ila üç milyon dolar arasında yatırım yaptılar. Bu ürünü ekranda gören izleyicilerin, Willy Wonka filminin gerçek bir parçasına sahip olmak için Wonka Çikolatası’nı satın alacaklarına inanıyorlardı. Dahl senaryoyu yazarken Quaker Oats, gerçek Wonka Çikolatası’nı geliştirmeye başladı. Oats, filmi yeni bir ürünün reklamını yapmanın farklı bir yolu olarak görse de çikolata için doğru reçeteyi geliştirmekte zorluk yaşadı ve üretimi durdurdu (2002: 8, 11). Stuart, nihayet çekimlerin 31 Ağustos 1970’te Almanya’nın Münih kentinde; Almanya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nden uluslararası bir yapım ekibiyle başladığını belirtti (2002: 73).

Film, romanın hayranlarını uzaklaştırmamak için hikâyeyi, sevilen karakterleri ve sonu olduğu gibi korudu. Her iki hikâye de, herhangi bir yerde geçebilecek bir yoksulluktan zenginliğe geçiş hikâyesi olarak tanımlanabilir. Hikâye, işe hiçbir şeyi olmadan başlayan ve sonunda ömür boyu yetecek kadar çikolata ve harika bir çikolata fabrikası kazanarak servete kavuşan Charlie Bucket adında genç bir çocuğun etrafında döner. Charlie’nin yanı sıra, her iki hikâye Wonka’nın dünya genelinde satılan çeşitli çikolata paketlerinin içine yerleştirilmiş altın biletleri bulduktan sonra fabrikayı gezen diğer dört çocuğun ve ebeveynlerinin maceralarını da anlatmaktadır.

Romanın hikâyesini koruyan filmin, aynı zamanda Dahl’ın yarattığı karakterleri de olduğu gibi muhafaza etmesi gerekmektedir. Stuart bunu, “İşin püf noktası, sadece rolüne uygun görünen değil, aynı zamanda kitapta vurgulanan kişilik özelliklerini beyaz perdede canlandırma yeteneğine sahip oyuncuları bulmaktı” (2002: 32) şeklinde açıklar. Obur Augustus Gloop karakteriyle başlayan Stuart, bu rol için Alman asıllı Michael Bollner’ı buldu. İngiliz oyuncu Julie Dawn Cole daha sonra şımarık Veruca Salt rolüne seçildi çünkü Stuart onu “Hemen İstiyorum” (“I Want it Now”) şarkısını söylerken ve her kelimesini içten bir şekilde söylerken hayal edebiliyordu: “Şahsen, Denise’in yanaklarının yeterince dolgun olduğunu ve bu sayede ona büyük bir yaban mersini gibi görünme hissi vereceğini düşündüm” diye ekledi Stuart (2002: 34). Bir başka Amerikalı, Paris Themmen, “Onun huysuz bir yanı olduğunu düşündüm, bu da rol için idealdi” şeklindeki düşüncesi nedeniyle televizyon meraklısı Mike Teavee rolüne seçildiğini ifade etti Stuart (2002: 34). Son çocuk ya da Dahl’ın tanımladığı şekliyle hikâyenin kahramanı, Charlie Bucket, Amerikalı Peter Ostrum’da bulundu.

Yönetmen çocuk oyuncuları bulurken, filmin Dahl’ın romanını hayata geçirmesine yardımcı olacak yetişkin oyunculara da ihtiyaç duyuldu. Jack Albertson, Charlie’ye turda eşlik eden Büyükbaba Joe rolüne uygun görüldü. Stuart, Albertson’ı “bir vodvil sanatçısı olarak, Charlie Altın Bilet’i bulduğunda sahnelenecek dans gösterisini yapabileceğini” düşündüğü için onu seçti (2002: 35). İkinci olarak, Diana Soule, “[…] rol için gereken sabır, şefkat ve yorgunluğa” sahip olduğu için Charlie’nin annesi rolüne seçildi (2002: 36). Üçüncü olarak, iş Oompa-Loompa’ları seçmeye geldiğinde, Stuart sekiz farklı oyuncuya ihtiyaç duydu ve dünyanın dört bir yanından çeşitli ufak tefek insanlar ve cüceler bulduğunu ekledi Stuart (2002: 37-38). Stuart son olarak Willy Wonka karakteri konusundaki seçimini ise şöyle anlatır: “Açıkçası, Willy Wonka filmdeki en önemli roldü ve onu canlandıracak oyuncu, filmin ya başarı basamaklarını tırmanmasını sağlayacak ya da tüm emekleri boşa çıkaracaktı. Görünüşte delilik ve masumiyet arasındaki çizgide yürüyecek, aynı anda hem güvenebileceğiniz hem de korkabileceğiniz, etkileyici birine ihtiyacım vardı” (2002: 27-28). Rol, sevilen Amerikalı ekran yıldızı Gene Wilder’a verildi ve kişiliği, Dahl’ın yarattığı karaktere mükemmel şekilde uyum sağladı. “Filmde büyük bir etki yaratmak için kullanacağımız Gene’in kıvırcık saçları ve oyunbaz kişiliği, onu gizemli çikolata yapımcısı için ideal bir seçim haline getirdi ve kafamda canlandırdığım Wonka’nın zarafetiyle de uyum sağladı” (2002: 30). Tüm bu oyuncular, görünüşleri ve kişilikleri nedeniyle kendilerine verilen saygın rollere seçildiler. Karakterlerin korunmasının yanı sıra, film romanın sonunu da korur. Hem roman hem de filmde, Charlie, Willy Wonka’nın çikolata fabrikasını gezdikten sonra son altın bilet kazanan kişi olarak kalır. Büyük cam asansörün Charlie’yi, Büyükbaba Joe’yu ve Wonka’yı fabrikadan çıkarıp gerçek dünyaya taşıdığına şahit oluruz. Son olarak, Wonka sadece Charlie ve Büyükbaba Joe’yu değil, aynı zamanda tüm Bucket ailesini kurtarır çünkü Charlie’nin tüm ailesi gelip fabrikada yaşayacaktır.

Willy Wonka, romandaki bu unsurları korumasına rağmen, filmin süre sınırını izleyici dostu bir seviyede tutmak için başlık, yan karakterler, Oompa-Loompa şarkıları, Veruca’nın turdan ayrılması ve sonun bazı bölümleri de dâhil olmak üzere bazı unsurlar değiştirilir veya çıkarılır. İlk göze çarpan değişiklik filmin adıdır. Dahl romanına Charlie ve Çikolata Fabrikası adını verirken, filmin adı Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası olarak değiştirilmiştir. Stuart’a göre, bu silme işlemi üç nedenle gerçekleşir. İlk olarak “Charlie”, kölelerin beyaz denetçileri için kullanılan aşağılayıcı bir terimdir (2002: 16). Aile dostu bir filmin adında bu terimin yer alması bazı potansiyel izleyicileri uzaklaştırabilir. İkinci olarak, Stuart filmin Charlie’ye değil, Wonka’ya odaklandığını düşünmektedir (2002: 19). Wonka filmin ortalarına kadar görünmese de, film Wonka’ya, ürünlerine ve fabrikasına, karakterler ve gerçek izleyiciler tarafından görülmeden sürekli atıfta bulunur. Son olarak Stuart, filmin adında Willy Wonka’nın eşsiz isminin kullanılmasının izleyicilerin filme atıfta bulunmasını kolaylaştıracağını dile getirir (2002: 19). Filmin adı biraz değişmiş olsa da, film Charlie’ye odaklanmaya devam eder. Charlie, seyircilerin gördüğü beş kazananın ilki; kamera onun yolculuğunu takip eder ve film onun sonsuza dek mutlu olmasıyla sona erer. Bu değişiklik, sadece filmin romandan farklılaşmasına neden olan küçük bir silme işlemidir.

Filmin adı değişirken, turne tarihi ve filmde yer alan karakter sayısı da değişiyor. Başlangıçta 1 Şubat olarak belirlenen film, romandaki soğuk ortamı korumak için tur tarihini 1 Ekim olarak değiştirir. Bu arada, romanda Charlie’nin babası ve turda her çocuk için iki ebeveynin izin verilmesi de dâhil olmak üzere çok daha fazla yan karakter olmasına rağmen, film bu karakterleri çıkarır. Stuart bunu şöyle açıklıyor: “Ancak, daha fazla oyuncu kiralamanın getireceği maliyetin yanı sıra, bu büyüklükte bir grubu her sahnede yönetmek oldukça zor olurdu. Charlie’nin babası Bay Bucket’a gelince, o hikâyeden çıkarabileceğimiz gereksiz bir karakterdi. Zaten romanda Charlie’ye fabrikaya kadar eşlik eden kişi Büyükbaba Joe’ydu” (2002: 24). Sekiz Oompa-Loompa’nın yanı sıra, çeşitli yaşlardan on beş oyuncuyla fabrikada bir sahne çekmeye çalıştığınızın ne kadar pahalı olabileceğini bir hayal edin. Filmde, altın bileti kazanan her kişi yanında bir yetişkin aile üyesi getirebiliyor. Ayrıca Dahl, Bay Bucket’ı romanda sadece yan karakter olarak gösterir. Bay Bucket, kalabalık ailesinin geçimini sağlamak için diş macunu fabrikasında çalışırken zamanının çoğunu ailesinden uzakta geçirir. Film bütçesinin korunması ve filmin Wonka ile Charlie’ye odaklanıp vizyon tarihine yetişmesi için yan karakterler çıkarılmıştır. Film ayrıca Oompa-Loompa’ların görünüşünü de değiştirir. Jane Pulliam, bu değişimin filmin adının değişmesine paralel bir şekilde gerçekleştiğine dikkat çekiyor: “Benzer nedenlerle, Oompa-Loompa’lar Afrikalı pigmelerden turuncu yüzlü, yeşil saçlı, beyaz kaşlı ve vücutları cüceye benzeyen karakterlere dönüştürüldü” diye açıklıyor Pulliam (2007: 104). Stuart, bazı Afro-Amerikan oyuncuların, romanın Oompa-Loompa’ları beyaz adama köle olarak tasvir etmesine yönelik şikâyetlerini dikkate alarak bu değişiklikleri yaptığını belirtti (2002: 15). Dahl ayrıca Charlie ve Çikolata Fabrikası’nın sonraki baskılarında Oompa-Loompa’ların görünümünü küçük beyaz insanlar olarak değiştirdi (2002: 15-16). Dahl, metinde Oompa-Loompa’ları küçük, siyah insanlar olarak yazarken, gelebilecek kölelik eleştirilerini fark edememiş olabilir ve bu nedenle sonraki baskılarda görünüşlerini değiştirmiş olabilir. Ayrıca, Pulliam Oompa-Loompa’ların yeni görünümleri nedeniyle boyları, yeşil saçları ve turuncu yüzleriyle Oz Büyücüsü’ndeki Mıncırıklara[1] (Munchkin) benzediklerini gözlemler (2007: 110). Stuart ise şunları ekler: “Oompa-Loompa’ların makyajını test ettiğimizde, yeşil saç ve turuncu yüz kombinasyonunun seyirci için biraz fazla olabileceğine dair bir endişem vardı, ancak onları filmde gördükten sonra dikkat çekici isimlerine yakışır şekilde şekerleme yapan elflere benzediklerine karar verdim” (2002: 38). Hepsi bir arada benzer bir şekilde görünseler de, Oompa-Loompa’lar birbirlerinden ayırt edilebilir. Görünüşleri değiştikçe, müzikal parçaların da değiştiği görülür. Dahl romanda onları şöyle açıklar: “Dans etmeyi ve müziği çok seviyorlar. Her zaman şarkılar uyduruyorlar. Bugün zaman zaman çok fazla şarkı duyacağınızı umuyorum” (2007: 71). Romanda beş şarkı vardır; film bu beş şarkıyı kullanmakla kalmaz, dört yeni şarkı da ekler. Wonka, grup Çikolata Nehri’nden geçerken kısa bir şarkı söyler ve bu da onun çoklu kişiliğini göstermeye yardımcı olur. Augustus, çikolata odasındaki borudan yukarı çıktıktan sonra, Oompa-Loompa’lar onun açgözlülüğü, başına gelenler ve gelecekler hakkında şarkı söylerler. Stuart’ın belirttiği gibi, fabrikadaki herkese “onu bir hayli değiştireceklerini” söylerler (2002: 78-79). Bir başka deyişle, onun kusurlarını ortadan kaldıracak ve onu daha iyi bir çocuk yapacaklardır. Violet bir yaban mersini gibi şiştiğinde, Oompa-Loompa’lar onun takıntılı sakız çiğnemesi hakkında şarkı söyler ve ona özel bir tedavi uyguladıktan sonra iyi olacağı konusunda da bilgi verileceği bilgisini Stuart aktarır (2002: 99-102). Veruca çöp borusuna düştüğünde, Oompa-Loompa’lar onun şımarıklığı ve boruda karşılaşacağı kişiler hakkında şarkı söylerler ve kötü davranışları için anne ve babasını suçlarlar (2002: 116-18). Son olarak, Mike televizyon tarafından havaya fırlatıldıktan ve boyu küçüldükten sonra, Oompa-Loompa’lar kalan turistlere çok fazla televizyon izlemenin zararları ve kitap okumanın faydaları hakkında şarkı söylerler ve Mike’ın normal boyutuna döneceğine dair umut verirler (2002: 137-41). Bu şarkılar, karakterlere ve Dahl’ın okurlarına net mesajlar verse de, filmde yer almazlar. Şarkıların uzun olmaları, Oompa-Loompa’ları oynayan oyuncuların hepsi İngilizce konuşamadığı için dilin zorluğu ve filmin hızını kesmeleri nedeniyle çıkarılmış olabilirler. Ancak, daha sonra filmde bu dört karakterin başına gelenleri detaylandıran, izleyiciye mesajlar veren ve akılda kalan dört yeni şarkının bulunduğunun da altını çizmek gerek.

Az önce de belirtildiği gibi, Dahl, Veruca’yı yüz eğitilmiş sincap tarafından sınandıktan sonra bir çöp kanalına düşürerek turdan çıkarır, ancak bu durum Willy Wonka’da yer almaz. Romanda, Veruca eve götürmek için eğitilmiş bir sincap ister. Daha sonra bir sincap yakalamaya çalışır, ancak sincaplar Veruca’yı “çürük ceviz[2]” olarak değerlendirir ve Veruca’yı kollarından tutarak onu çöp kanalına götürürler. Stuart’a göre, bu inanılmaz bir eylem gibi görünse de, o dönemin teknolojisi bunu gerçeğe dönüştüremezdi (2002: 23). Çünkü bırakın bir insanı taşımayı, cevizleri test etmek için yüz sincap bulmak, bakımını yapmak ve eğitmek bile imkânsızdır. Stuart, Veruca’yı turdan çıkarmanın yeni bir yolunu bularak bu sorunu çözmeyi başarır. Ayrıca, bu sahne daha genç izleyicileri korkutabilme potansiyeline sahiptir. Stuart, sincapları altın yumurtlayan sihirli kazlarla değiştirir; Veruca “çürük ceviz” yerine “kötü yumurta” olarak değerlendirilir ve yine de bir borudan aşağıya düşmeyi başarır. Richard D. Seiter’a göre, “Yapılan bu değişiklik olay örgüsünün akışını bozmaz ve aksine anlatıyı halk masalları dünyasına daha da yakınlaştırır, çünkü özel yumurtalar yumurtlayan sihirli bir kaz tanıdık bir halk motifidir” (1983: 193). Stuart, bu değişikliği yaparak, roman ve mevcut film teknolojisi arasında mantıklı bir uzlaşma sağlar.

Genel son korunsa da, film Dahl’ın romanındaki sonu değiştirir. Willy Wonka’da, Charlie, Büyükbaba Joe ve izleyiciler dört çocuğa ve ebeveynlerine ne olduğunu hiç görmezler. Wonka sadece hepsinin eski kötü hallerine geri döndürüleceğini açıklar. Ancak, Wonka’nın doğruyu söylediğine gerçekten inanıyor muyuz? Oompa-Loompa’lar Augustus’u ve Veruca’yı kurtarmada, Violet’in havasını söndürmede ya da Mike’ın boyutunu eski haline getirmede başarılı oldu mu? Geçtikleri zorlu sınavların ardından çocuklar öğrendiklerinden ders alıp daha iyi olabilirler mi? Bu sorular filmde cevapsız kalır, ama seyirciler Charlie’nin yeni hayatından o kadar memnun olurlar ki diğer karakterleri unuturlar. Bu arada, romandan farklı olarak, Wonka Bucket ailesinin geri kalanıyla hiç tanışmaz ve evlerini ziyaret etmez. Filmin sonunda sadece evlerini görürüz. Dahl’ın romanda yazığı sonda yer alan bu kısımların zaman kısıtlaması nedeniyle filmden çıkarıldığı söylenebilir.

Ekleme ve çıkarmalarla birlikte, Willy Wonka ayrıca yeni ve/veya genişletilmiş karakterler, sahneler, diyaloglar ve şarkılar da içerir. Film, Slugworth, Şekerci Bill ve Bayan Bucket’ın rollerini genişletir çünkü her biri olay örgüsünü geliştirmek için belirli bir amaca hizmet eder. Günter Meisner’in canlandırdığı Slugworth rolü, beş çocuğu bir ahlak sınavıyla baştan çıkardığı için filmde genişletilir. Dahl’ın da romanda yer verdiği gibi, eğer çocuklar Slugworth’a Erimez Tükenmez Bonbonlar[3] (Everlasting Gobstopper) getirirlerse zengin olacaklardır. Bu arada, Slugworth da filme bir bela duygusu getirdiğini ifade eder Stuart. (2002: 23). Romanda gerçek kötü karakter olmadığı için filmde Slugworth bu rolü üstlenir.

Bill olarak da bilinen Şekerci, romandaki rolü genişleyen bir başka karakterdir. Dahl, Şekerci karakterine asla bir isim vermez ve bu karakter sadece Charlie’ye son altın bileti içeren çikolata paketini verirken görülür. Ancak filmde, Şekerci Bill rolünü üstlenen Aubrey Woods, filmin başında bir grup küçük çocuğa “Şekerci Adam” (The Candy Man) şarkısını söyleyerek Wonka’ya ve onun muhteşem çikolatasına yönelik merakı artırır.

Genişletilmiş bir diğer karakter de Diana Soule tarafından canlandırılan Charlie’nin annesidir. Bay Bucket filmde yer almadığı için çamaşır yıkayarak evin geçimini sağlayan kişi o olur. Daha doğrusu Stuart, filme Bucket ailesinin düşük ekonomik durumunu vurgulamak için izleyicinin onu çalışırken gördüğü yeni bir sahne ekler (2002: 24). Charlie’nin annesinin evin geçimini sağlayan kişi rolünü üstlenmesiyle de 1971 yapımı film feminist bir bakış açısı kazanır.

Film, Dahl’ın bu karakterlerini genişletirken, Charlie’nin öğretmeni Bay Turkentine gibi yepyeni bir karaktere de yer verir. David Battley, Charlie’nin öğretmeni rolündedir ve Wonka’nın yarışmasının insanlar üzerindeki etkisini gösteren iki yeni sahnede yer alır. İlk sahnede Bay Turkentine dersi erken bitirerek öğrencilerinin altın bileti bulma umuduyla Wonka Çikolataları almaya gitmelerine yardımcı olur. Diğer sahnede ise, derste yüzdelik hesapları yaparken Charlie’yi dışlar. Öğrencilerin kaç tane Wonka Çikolatası açtıklarını sorar ve iki öğrenci, üç haneli sayılar söyleyerek Bay Turkentine’in yüzdeleri hesaplamasını kolaylaştırır, ancak Charlie ise sadece iki çikolata açmıştır. Bu durum Bay Turkentine’i afallatır ve hesap yapmasını zorlaştırır. Charlie sadece iki tane Wonka Çikolata paketi açabilmiştir çünkü ekonomik durumu sınıfın geri kalanı kadar çok paket açmaya uygun değildir. Bu ek sahne izleyicinin Charlie’ye sempati duymasına açıkça yardımcı olur.

Bu sahne, filmin dünya çapındaki ilgiyi artırmak, daha fazla meraklandırmak ve seyircilere eğlenceli ve ilgi çekici bir deneyim sunmak için eklenen birçok yeni sahneden biridir. Dahl, altın bilet arayışının dünya çapında yarattığı çılgınlığı neredeyse iki sayfada betimler. Stuart ise filmde bu çılgınlığı, altın biletleri arayan insanların ve davranışlarının daha fazla örnekle aktarma özgürlüğüne ve olanağına sahiptir. Sadece Wonka Çikolataları’nın mağaza raflarından uçup gittiğini değil, aynı zamanda bir Wonka minibüsünün Beyaz Saray’a özel bir yolculuk yaptığını da görürüz. Bir danışan psikiyatristiyle rüyasında gördüğü altın bilet arayışı hakkında konuşur. Bir bilgisayar programcısı, son biletlerin yerlerini tespit etmek için bir bilgisayarla çalışır, ancak aralarında komik diyaloglar yaşanır. Görünmeyen İngiltere Kraliçesi, bir kutu Wonka Çikolatası’na teklif vermek için bir müzayede evine girer. Ayrıca, bir kadın, kaçırılmış gibi görünen kocasını kurtarmak için elindeki Wonka Çikolataları’nı takas etmeyi düşünmek için zamana ihtiyacı olduğunu belirtir.

Son olarak, Stuart, Charlie son gerçek bileti bulmadan önce seyircinin merakını artırmak için filme beşinci ve sahte bir kazananın olduğu bir sahne ekler. Altın bilet arayışının insanları nasıl anormal davranışlara ittiğini gösteren bu sahneler, izleyiciye hem komik hem de rahatsız edici anlar sunar. Her çocuğun gerçek biletleri bulduğu sahneler, filmin süresinin uzamasına katkıda bulunur ve filmin ilgi çekici, sürükleyici yapısını güçlendirir.

Bilet arayan insanların yer aldığı ek sahnelerinin yanı sıra, film, çikolata odası ve çikolata nehrinin seyircilerle buluşmasından önce yeni sahnelere de yer verir. Stuart bu durumu şöyle anlatır: “Çikolata nehri setinin açığa çıkmasını ertelemek için grubun şeker fabrikasının kalbine girmeden önce geçmesi gereken bir dizi tuhaf şekilli ürpertici odalar oluşturduk” (2002: 23-24). Stuart ayrıca, “her tuhaf ortamın içinde bir Alice Harikalar Diyarında dokunuşu vardır ve Wonka’nın sözleriyle ‘her köşede bir tehlike olduğu’ konusunda seyirciyi görsel olarak uyardığını” da ekler (2002: 24). Yeni eklenen sahneler sadece filmin süresini uzatmakla kalmaz, aynı zamanda izleyici için daha fazla gerilim yaratır ve onlara Dahl’ın romanında bulunmayan yeni ortamların kapılarını aralar.

Bu sahneler sıfırdan oluşturulurken, Dahl’ın romanda kısaca bahsettiği havaya uçuran fışırtılı içeceklere[4] ek bir sahne daha dâhil edilmiştir. Stuart, filme Charlie ve Büyükbaba Joe’nun bu içecekleri içtiği ve havada uçarak eğlenceli bir deneyim yaşadıkları bir sahne eklemeye karar verir. Stuart’a göre, bu sahne iki nedenden dolayı gerçekleşir:

İlk olarak, Charlie ve Büyükbaba Joe’yu Wonka’nın kurallarından birini çiğneyip içecekleri içtikleri için fiziksel tehlikeye sokmak istedik (Filmin bu noktasına kadar onlar sadece olayların izleyicisi olmuşlardı). Bu, havada süzülmeye başlamalarına ve onları neredeyse lime lime edecek devasa bir vantilatöre doğru yükselmelerine neden olur. İkinci olarak, Wonka’nın Charlie’ye daha önce vadettiği ömür boyu şeker stokunu vermeyi reddetmesinin aşikâr nedeni, Charlie ve Büyükbaba Joe’nun havaya uçuran fışırtılı içecekleri içerek kurallara karşı gelmeleridir (2002: 23).

Stuart bu sahneyi filme dâhil ederek, Charlie’yi seyirci için daha gerçekçi kılar ve onu turdaki diğer çocuklarla aynı yere koyar çünkü hepsi kendilerine yapılmaması söylenen bir şey yapmıştır.

Filmin Dahl’ın romanına eklediği son sahne ise, çikolata fabrikasındaki ulaşım araçlarından biri olan Wonkaraba’dır[5] (Wonkamobile). Herkes Wonka’nın Wonkatania olarak bilinen teknesini ve Wonkasansör[6] (Wonkavator) olarak tanınan asansörünü görürken, film yeni bir ulaşım aracı olarak Wonkaraba’yı tasarlar. Bu yeni araç sadece kısa mesafe kat eder, ancak Charlie ve Büyükbaba Joe baloncuklarla oynarken, Mike ve annesi ise baloncukların fazlalığından şikâyet ederken izleyicilerin gülümsemelerine neden olur. Bu sahne ayrıca Veruca ve Mike’ın kayboluşu arasındaki süreyi de uzatır.

Filme yeni sahneler eklense de, en büyük yenilik, çeşitli karakterler tarafından söylenen dört yeni şarkı ve dört yepyeni Oompa-Loompa şarkısıdır. Stuart başlangıçta filmde müzikal öğelere yer vermeden planladığını, sadece oyuncular gerektiğinde şiir okuyacaklarını şu sözleriyle ifade etti: “Müzikal öğelerin hikâyeyi vermek istediğim gerçeklik duygusundan uzaklaştıracağını düşündüğüm için bunları filme eklemekten kaçındım” (2002: 60). Ancak film müzikal filme dönüşüyor, tıpkı romanın şarkı sözleri olan bir romana dönüşmesi gibi. “Gerçek şu ki David Wolper haklıydı: Şarkıların hepsi birinci sınıf; hikâyenin önemli anlarının vurgulanmasına yardımcı olur ve filmle anında özdeşleşir” dedi Stuart (2002: 60). Leslie Bricusse ve Anthony Newley ekibi tarafından yazılan Willy Wonka’daki tüm şarkılar belirli nedenlerle eklenmiştir.

Filmde Oompa-Loompa’lar dışındaki karakterler tarafından söylenen şarkılar, olay örgüsünün ilerlemesine yardımcı olmak için belirli sahnelere ilave edilmiştir. İlk olarak, “Şekerci Adam” (“The Candy Man”) şarkısı, Wonka’yı olağanüstü bir figür olarak tanımlar. Şarkı, akılda kalıcı bir melodi sunar ve sözleri, Stuart’ın film için istediği esprili tonu yakalamasına yardımcı olur (2002: 63). İkinci olarak, Stuart, “Neşelen Charlie” (“Cheer Up Charlie”) şarkısını, “Charlie’nin annesiyle hayatın karamsarlığına dair yaptığı konuşmanın dokunaklı bir özeti” olarak sınıflandırır (2002: 65). Aynı zamanda, filmin ilerleyen bölümlerinde yer alan Veruca’nın şımarık şarkısı “Hemen İstiyorum” (“I Want it Now”) ile bir tezat oluşturur (2002: 65). Üçüncü olarak, “Altın Biletim Var” (“I’ve Got a Golden Ticket”) şarkısı, Charlie ve Büyükbaba Joe’nun son bileti bulmalarını kutlamalarına olanak tanır. Son şarkı, “Kusursuz Hayal Gücü” (“Pure Imagination”), Wilder’ın performansı nedeniyle filmin en unutulmaz şarkısı olabilir. Stuart, “şarkı sözlerinin, Wonka’nın hayallerin gerçek olabileceğine dair inancının şiirsel bir yorumu olduğunu” öne sürer (2002: 63). Bu nedenle, tüm bu şarkılar akılda kalıcı olmakla birlikte hikâyenin gelişmesine de yardımcı olur.

Oompa-Loompa’lar ayrıca filmde dört yeni şarkı söyler. Seiter bu durumu, “Filmde, Oompa-Loompa’ların söylediği şarkıların sözleri romandaki kadar karamsar ve tehditkâr değildir. Filmdeki şarkıların içeriği düşüncesiz, obur, şımarık, sakız çiğneyen, TV bağımlısı neslin neden böyle olduğunu vurgular. Suç, çocuklarına sınır koymayı ihmal eden ebeveynlere yüklenir” diyerek yorumlar (1983: 195). Stuart ayrıca bu şarkıların hem slogan hem de şarkı olarak işlev gördüğünü, kolayca söylenebilir ve akılda kalıcı olduklarını, bu sayede Oompa-Loompa’ları oynayan oyuncular için mükemmel seçimler haline geldiklerini belirtir ve ekler: “[Leslie] Bricusse, şarkının her bir versiyonu için öğrenilecek her dersi kısa ve eğlenceli bir şekilde özetleyen bir dizi orijinal şarkı sözü yazdı” (2002: 65). Her şarkı benzer bir şekilde başlar ve biter. Oompa-Loompa’lar bir bulmaca sorar, bir sorun ortaya koyar ve yaşanan olaylardan öğrenilebilecek bir çözüm veya ders sunar.

“Derinlere Dalmak” (“Taking the Plunge”) sahnesi, ilk yeni Oompa-Loompa şarkısıdır ve romandaki şarkı gibi Augustus’un obur davranışlarını detaylandırır. Şarkı aynı zamanda insanları daha iyi bir yaşam sürmeleri için Augustus gibi olmamaya teşvik eder. “Sakız Çiğnemenin Kötülükleri” (“Gum-chewing Evils”) sahnesi, ikinci yeni şarkıya işaret eder ve sakız çiğnemenin avantajlarını ve dezavantajlarını dile getirir. Bu şarkı, iyi terbiye almış insanların hayatlarında başarılı olacaklarını vurgular. “Hemen İstiyorum” (“I Want It Now”) sahnesi üçüncü şarkıyı içerir ve bu şarkı, şımarık çocuklardan ebeveynleri sorumlu tutmaya çalışır. Önceki şarkı gibi, bu şarkı da hayatta başarılı olmak için bir kişinin şımarık olmaması gerektiğinin altını çizer. Son şarkı ise Mike’ın küçülmüş görüntüsünden sonra ortaya çıkar ve çok fazla televizyon izlemenin tehlikelerini açıklar. Bu şarkı, ilk şarkıya atıfta bulunur ve hayatta başarılı olmak için insanların açgözlü olmamaları gerektiğini söyler. Stuart, “ Şekerci Adam” (“The Candy Man”) ve “Kusursuz Hayal Gücü” (“Pure Imagination”) de dâhil olmak üzere, tüm bu şarkıların filmin başarısına katkıda bulunduklarını ifade eder (2002: 70). İlginçtir ki, bu şarkılar 1970’lerde yapılan bir filmde yer almalarına rağmen, neredeyse kırk yıl sonra bile izleyicilerin filmden ders çıkarmalarını sağlayarak önemini korur. Bu nedenle, film Dahl’ın romanındaki şarkıların temalarını korurken, şarkılar daha kısa, söylenmesi daha kolay ve metindeki şarkıların aksine kalıcıdır.

Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası, müzikal parçaların yardımıyla popüler kültür üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Nestlé şirketi tarafından, Wonka’nın adı ve imajıyla dünya çapında çeşitli mağazalarda bulunabilecek gerçek bir şekerleme serisi yaratılmıştır. SweetTarts, gerçek Wonka Çikolataları ve Gobstoppers, bu serideki ürünlerden bazılarıdır. Stuart’ın belirttiği gibi, film aynı zamanda müzik, televizyon ve film üzerinde de etkili olmuştur. Müzikte; modern bir rock grubu kendine Veruca karakterinin adını vermiştir; Vermicious K’nın solisti Mike TV adını kullanmaktadır ve Marilyn Manson müziği için filmden ilham almaktadır (2002: 109). Televizyonda; The Muppet Show, Will & Grace ve Family Guy gibi birçok dizi filme saygı duruşunda bulunmuştur. Ben Vereen, 1976 yılında The Muppet Show’da “Kusursuz Hayal Gücü” (“Pure Imagination”) şarkısını kendi versiyonuyla seslendirmiştir (“Movie” 1). Will & Grace’deki karakterler filme atıfta bulunmuştur ve beşinci sezonun “Boardroom and a Parked Place” başlıklı bölümünde Wilder’ın karakterine ait “Bunu iptal et. Tersine çevir” sözünü kullanmıştır (“Movie” 1). Bu arada, Family Guy filmden çeşitli şekillerde yararlanmıştır, “Wasted Talent” adlı bir bölümde filmle dalga geçmiş ve “Altın Biletim Var” (“I’ve Got a Golden Ticket) müziğini kullanmıştır (“Movie” 4). Willy Wonka aynı zamanda Avanak Ajan: Cazibesi Yeter, Romantik Katil ve Hasta (Austin Powers: The Spy Who Shagged Me, Grosse Point Blank and Sicko) (“Movie” 1-4) gibi çeşitli filmlerde de yerini almıştır.

Willy Wonka, nihayetinde başarılı olan bir uyarlamadır. Desmond ve Hawkes kriterlerine göre film başarılıdır çünkü Dahl’ın romanına saygı gösterir, filme katkıda bulunan yeni unsurlar yaratır ve iyi bir oyuncu kadrosu sunar (2006: 231-56). Dahl’ın yardımıyla film, hem romanı hem de filmi kendi alanlarında klasik yapan olay örgüsünü ve temalarını korur. Her ikisi de şansı sayesinde ekonomik basamakları tırmanan fakir bir çocuk ve ailesinin hikâyesini anlatır. Bu arada, hem romanda hem de filmde yer alan çocuklar, izleyicilere hayatta başarılı olmak için açgözlü olmamaları, kaba davranmamaları veya çok fazla televizyon izlememeleri gerektiğini öğretir.

Film, romandaki bazı unsurları korurken, daha fazla kahkaha, keyif ve gerilim yaratmak için yeni karakterler, sahneler, şarkılar ekleyerek ve yan karakterleri genişleterek romandan ayrılır. Bay Turkentine, Şekerci Bill ve Slugworth gibi karakterler filme eklenmiştir. Her karakter, filme Dahl’ın romanını daha da geliştiren kahkaha, neşe ve kötülük duygusu katar. Ayrıca, ek sahneler birçok amaca hizmet eder. İnsanların bir şeyi çok istediklerinde ne kadar saplantılı olabileceklerini göstererek kültürü eleştirir ve bu noktada seyircilerin de gülmesini sağlar. Bu sahneler, filmde Charlie’nin son bileti bulmasının açığa çıkışını ertelemeye olanak tanır. Eklenen diğer sahneler, Wonka’nın “Şeker Adam” olarak ününü artırarak orijinali daha da geliştirir ve filmin tonunu belirlemeye yardımcı olan keyifli bir şarkı görevi görür. Son olarak, romandan ayrı şekilde filme eklenen şarkılar, karakterlere kutlama yapma, kötü davranışlar hakkında dersler verme ve hayallerin gerçekleşebileceğini açıklama fırsatı tanır. Stuart bu durumu “Sonuç olarak, kitabın ana teması ve kapsamı filmi daha sinematik hale getirmek ve olgun izleyicilerin gözünde daha çekici kılmak için bazı yerlerde sadeleştirildi, bazı yerlerde ise genişletildi” diye özetler (2002: 24-25). Başka bir deyişle, film, romanın bazı bölümlerini koruduğu ve kitabı okumuş ya da okumamış izleyicilere filmi daha hoş göstermek amacıyla yeni eklemeler yaptığı için başarılıdır.

Film, Charlie ve Wonka için yapılan oyuncu seçimleri sayesinde de başarılıdır. Oyuncu seçimi konusunda yorum yapan Stuart’a göre, “Senarist oyunculara sözcükleri verebilir, yönetmen hareketlerini yönlendirebilir, ancak sadece aktör veya aktris ekranı aydınlatan o sihirli unsuru sağlar” (2002: 27). Peter Ostrum ve Gene Wilder’ın Charlie ve Wonka rollerinde sihir gerçekten vardır. Seiter’a göre “Peter Ostrum, Charlie rolüne Dahl’ın senaryoya kattığı ‘tüm çocuk’ boyutunu verir. Filmde Charlie daha karmaşık ve ilginç bir karaktere dönüşür” (1983: 194). Filmi izlerken Charlie daha çok “dışlanmış” rolünü üstlenir. Düşük ekonomik statüsü nedeniyle akranları arasında öne çıkar; bu da matematik dersinde işlenen yüzdelikler konusunda gördüğümüz gibi izleyicilerde sempati yaratır. Film ona gazete dağıtıcısı olarak bir iş verse de, kazandığı parayı ailesi için ekmek almak üzere fedakârca harcarken Charlie’nin ne kadar şefkatli olduğunu gösterir. Dahası, Charlie bileti istedikçe seyirciler de onun bilete sahip olmasını ister çünkü hayatının değişeceğini bilirler. Ostrum’un Charlie rolüne seçilmesi ekrana canlılık katar, karaktere daha fazla derinlik ve sempati kazandırır.

Wilder’ın Wonka rolünü üstlenmesi de filme tıpkı “Erimez Tükenmez Bonbonlar”[7] (Everlasting Gobstoppers) gibi sonsuza kadar sürecek bir büyü kazandırır. Seiter’a göre, “Gene Wilder’ın canlandırdığı Wonka karakteri izleyicinin dikkatini çeker; altın uçlu bastonu havada ıslık çalarak ilerlerken ve fabrikaya kendisinden önce girmeye çalışan çocuklar yanından kıl payı geçerken karakterin göz kamaştırıcı ve dengesiz ruhunu yakalar” (1983: 191). Charlie gibi Wonka da filmde romandakinden daha karmaşık bir yapıya sahiptir. İzleyiciler Wonka’yı önce fabrikadan çıkan sakat bir adam olarak görürler, ancak öne doğru atlayıp yuvarlandığında onun oyunbaz yönüne şahit olurlar. Bu sırada seyirciler de onunla birlikte gülebilir. Buluş Odası’nda Wonka etrafta dolaşır ve çalışan bir saati sıvı dolu bir fıçıya, bir çift spor ayakkabıyı da başka bir fıçıya atar. Bay Salt ona bunu neden yaptığını sorar ve Wonka “Olaya heyecan katmak için” diye yanıt verir. Aynı zamanda, izleyiciler onu Wonkatania’da şarkı söylerken deliliğin kişileştirilmiş hali olarak görebilirler. Kişiliğinde ve davranışlarında bu kadar çok katman varken, izleyiciler de Wonka’yı sever.

Gelecekteki film uyarlamaları, Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası’na bir romanın nasıl beyazperdeye aktarılacağına dair mükemmel bir örnek olarak bakmalıdır. Bu film, uyarlamaların üç yönünü başarıyla bir araya getirir. İlk olarak, film olay örgüsü, karakterler ve konu da dâhil olmak üzere romanın önemli ve sevilen kısımlarını korur. İkinci olarak, romanın hayranlarını üzmeden yan karakterleri, şarkıları ve sonun bazı kısımlarını çıkarır. Son olarak, Willy Wonka, izleme deneyimini geliştiren ve filmi sadece başarılı bir uyarlama değil, aynı zamanda bir klasik haline getiren yeni unsurlar barındırır.

Sonuç

Hollywood, potansiyel film projeleri için kaynak olarak sıklıkla edebiyata başvurur. Türü ne olursa olsun, bu hikâyelerin yerleşik bir izleyici kitlesi vardır ve bu izleyiciler, sevilen karakterlerin belirli bir yönetmen tarafından hayata geçirilişini görmek için ödeme yaparlar. Bu filmler, kitabı daha önce duymamış veya okumamış sinema tutkunlarının ilgisini de çeker. Bir uyarlama gerçekleştiğinde, insanlar genellikle hangisinin daha iyi olduğunu tartışır ve konuşma genellikle kitabın filmin önüne geçtiği görüşüyle sona erer.

Desmond’a göre, başarılı film uyarlamaları, orijinal metnin temel unsurlarını ekler, çıkarır ve korur (2006: 44). Bu tür bir uyarlama ile Roald Dahl’ın Charlie ve Çikolata Fabrikası (1964) romanının, çalışmamın odak noktası için mükemmel bir örnek teşkil ettiğini keşfettim. Deborah Cartmell’a göre, “Çocuk edebiyatının beyazperdeye uyarlanma sayısı göz önüne alındığında, bu alan çok az eleştirel ilgi görmüştür” (2012: 168). Dahl’ın romanı, çocuk edebiyatı türündeki kökeni nedeniyle uyarlama çalışmalarında öne çıkmaktadır. Bu tür, çocuklara yönelik doğası ile eleştirmenler ve akademisyenler tarafından genellikle göz ardı edilen bir türdür.

Stuart’ın Dahl’ın metninden yaptığı uyarlamayı araştırdıktan, okuduktan ve inceledikten sonra, filmin bazı farklılıklar barındırmakla birlikte başarılı film uyarlamalarına örnek teşkil ettiğini fark ettim. Stuart’ın uyarlaması düşük bütçe nedeniyle bazı unsurları değiştirmek, yan karakterlerle küçük sahneleri filmden çıkarmak zorunda kalmıştır. Ayrıca, Stuart karakterlerin şarkılar söyleyip dans figürleri sergilemesiyle filmi daha çok bir müzikale dönüştürmüştür. Yapılan bu tür değişikliklere rağmen, film bir uyarlama olarak başarılıdır; Gene Wilder gibi aktörlerin performansları, ana hikâye ve akılda kalıcı müzikallerle birleşerek popüler kültürde etkili bir iz bırakmıştır.

İngilizceden Türkçeye Çeviren: İlkiz Tülek

Çeviri Editörü: Asalet Erten

Kaynak Metin: Davis, Richard B., “Exploring the Factory: Analyzing the Film Adaptations of Roald Dahl’s Charlie and the Chocolate Factory.” Thesis, Georgia State University, 2009.

Kaynakça

Baum, L. Frank. (2022) Muhteşem Oz Büyücüsü, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk.

Cartmell, Deborah. (2012). “Adapting Children’s Literature.” The Cambridge Companion to

Literature on Screen. Ed. Deborah Cartmell and Imelda Whelehan. Cambridge: Cambridge. 167-80.

Dahl, Roald. (2007) Charlie and the Chocolate Factory. New York: Puffin.

—.(2023) Charlie’nin Çikolata Fabrikası, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk.

Desmond, John M., and Peter Hawkes. (2006) Adaptation: Studying Film & Literature. Boston:

McGraw.

“Movie Connections for Willy Wonka and the Chocolate Factory.” Internet Movie Database.

12 Aug. 2009. <http://www.imdb.com/title/tt0067992/>.

Pulliam, June. (2007) “Charlie Evolving Moral Universe: Filmic Interpretations of Roald

Dahl’s Charlie and the Chocolate Factory.” Fantasy Fiction into Film. Ed. Leslie Stratyner and James R. Keller. Jefferson, NC: McFarland. 103-14.

Seiter, Richard D. (1983)“The Bittersweet Journey from Charlie to Willy Wonka.” Children’s

Novels and the Movies. Ed. Douglas Street. New York: Frederick Ungar. 191-96.

Stuart, Mel and Josh Young. (2002) Pure Imagination: The Making of Willy Wonka and the

Chocolate Factory. New York: St. Martin’s.

Willy Wonka and the Chocolate Factory. (1971) Dir. Mel Stuart. Perf. Gene Wilder, Jack

Albertson, and Peter Ostrum. Warner Bros.

  1. Ç.N: L. Frank Baum, Muhteşem Oz Büyücüsü, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk, 2022, s. 16.
  2. Ç.N: Roald Dahl, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk, 2023, s. 112.
  3. Ç.N: Roald Dahl, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk, 2023, s. 119.
  4. Ç.N: Roald Dahl, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk, 2023, s. 143.
  5. Ç.N: “Wonkamobile” kelimesinin “Wonkaraba” olarak çevirisi bana aittir.
  6. Ç.N: “Wonkavator” kelimesinin “Wonkasansör” olarak çevirisi bana aittir.
  7. Ç.N: Roald Dahl, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, çev., Celâl Üster, İstanbul: Can Çocuk, 2023, s. 122.
Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top