Resimli Çocuk Kitaplarındaki Sağır Karakterlerin Tasvirini Yeniden Düşünmek

Debbie B. Golos ve Annie M. Moses

Çocuk edebiyatı, çocuklara hem kendilerinin hem de başkalarının temsil edilişini yazılı ve resimli olarak görme fırsatı sağlar. Resimli kitaplarla etkileşime geçmek temel okuryazarlık ve dil becerileri ile okuma sevgisini geliştirirken, nitelikli kitaplar okumak (ve/ya dinlemek) kişinin kendisine ve başkalarına değer vermesini ve saygı duymasını teşvik edebilir. Ancak bazen gerçek dünyadaki çeşitlilik, küçük çocuklar için hazırlanan kitaplarda iyi (veya hiç) temsil edilmez (Mendoza ve Reese, 2001; Kama, 2004). Bu makalede Sağır[1] karakterleri kültürel bir bakış açısıyla betimleyen çocuk kitaplarının sayıca eksikliğini ve bunlara duyulan büyük ihtiyacı tartışacağız. Ayrıca resimli çocuk kitaplarında yer alan metin ve çizimlerdeki sağırlık ve sağır karakterlerle ilgili mesajlardan örnekler vereceğiz (örn. Golos ve Moses, 2011; Golos vd., 2012). Son olarak hem duyan hem de S/sağır çocukların yanı sıra ebeveynler ve eğitimciler için bazı çıkarımların altını çizeceğiz.

Sağırlık söz konusu olduğunda insanların aklına çoğu zaman engelli, yani bir şeyi yapamayan (örn. duyamayan) bir birey gelir. Bu da sağırlığı bir engel olarak ya da tıbbi müdahale ile düzeltilmesi gereken bir durum olarak görmeyi gerektiren patolojik bir bakış açısını temsil eder (koklear implantlar veya işitme cihazları gibi; örn. Lane, 1992; Lane vd., 1996; Padden ve Humphries, 2006). Sağır çalışmaları yürüten akademisyenler ise sağır kişilerin kendi dilleri (Amerikan İşaret Dili) ve kültürleri (Sağır kültürü) ile zengin bir azınlığın, yani Sağır topluluğunun bir üyesi olarak görüldüğü, kültürel bir alternatif bakış açısı önerir (örn. Lane vd., 1996).

Edebiyatta Sağırlık ve Sağırlara Dair Bakış Açısı

1990’dan önce araştırmacılar medyada engelli karakterlerin betimlenişini incelediklerinde diğer engeller gibi sağırlığın da “iyileştirilmesi gereken”, “yalnız”, “öfkeli”, “tehlike altında” ve/ya “günlük hayatta faaliyet gösteremeyen” bir kişi bağlamında kalıplaştırıldığını saptadılar (örn. Carlisle, 1998). Son zamanlarda ise bazıları sağırlık tasvirlerini patolojik ve kültürel perspektifler açısından karşılaştırmaya başlamıştır. Sağır kültürüne ilişkin farkındalık artmış olsa da ampirik çalışmalardan elde edilen bulgular patolojik bakış açısının hâkim olduğunu gösteriyor (Golos, 2010; Golos ve Moses, 2011; Golos vd., 2012). Örneğin 1990’dan sonra yayımlanan ve ana karakteri sağır olan 20 resimli çocuk kitabının metin ve resimlerini içerik analizine tabi tuttuk (Golos ve Moses, 2011; Golos vd., 2012). Sonuçlar mesajların çoğunun sağırlığa patolojik bir bakış açısıyla yaklaştığını gösterdi (metindeki mesajların %71’i ve resimlerdeki mesajların %93’ü).

Patolojik sağırlık modelini yansıtan mesajların yaygınlığı, genç okuyucuların devlet okullarına giden ve işiten çocuklarla kaynaştırılan sağır karakterler ile bu tür ortamlarda karşılaşabilecekleri mücadeleleri anlatan kitapları deneyimleme olasılığını arttırabilir. Örneğin çoğunlukla Oliver gibi duyamayan ve bunun sonucunda işitme cihazını alana kadar yalnız kalan karakterleri öğrenebilirler (Riski ve Klakow, 2001).

Çocuk edebiyatında kültürel betimlemeler görülse de Oliver gibi karakterler hâkim konumdadır. En yaygın patolojik yönelimli mesajların; karakterin sağırlığını düzeltmeye, işitme desteği (örn. işitme cihazı veya koklear implant) aldıktan sonra faaliyet gösterme yeteneğinin veya yaşam kalitesinin arttığına yönelik referanslar içerdiğini tespit ettik (Golos ve Moses, 2011; Golos vd., 2012).

Tekrar tekrar gördüğümüz bazı mesajlar da tehlikeli durumlardaki sağır çocuklar ile ilgiliydi. Örneğin resimli bir kitapta, duyamadığı için sağır bir karaktere araba çarpabileceğinden endişelenilir (Roth, 2000). Bir başka hikâyede, ilkokul yaşlarındaki sağır bir çocuk üzülerek asansöre kaçar ancak asansörü nasıl kullanacağını bilmediği için asansörde mahsur kalır. Diğer karakterler, sağır çocuk sözlü talimatlarını duyamadığı için endişelenirler (Watkins, 1993). Bu ve örneklemde bulunan diğer benzer mesajlar da engellilik edebiyatı gibi, sağır bir çocuğun iyileştirilmesi gerektiği veya günlük durumlarda faaliyet göstermek için yardıma ihtiyaç duyduğu klişesini sürdürür (Carlisle, 1998; Golos ve Moses, 2011; Golos vd., 2012).

Örneklem küçük olsa da analiz edilen 20 resimli kitabın metin ve resimlerinde çok az kültürel mesaja rastladık. Bu sayılı örneklerden biri Moses serisinde görülür. Sağır karakter Moses, sağırlar okuluna gider ve herkes (ailesi de dahil olmak üzere) işaret dili kullanır. Annesi Moses’a okuldaki ilk gününün nasıl geçtiğini sorduğunda, “10 sınıf arkadaşım var … ve onu da arkadaşım” diye cevaplar (Millman, 2000, s. 27). Diğer örnekler arasında Sağır topluluğa dair bazı özellikleri (örn. bir Sağır tiyatro yapımına katılmak) veya yanıp sönen ışıklar ve günlük hayatta kullanılan diğer kültürel teknolojiler (örn. tıbbi müdahale olmadan) kullanan Sağır karakterleri betimleyenler de var (örneğin, Millman, 2000; Tildes, 2006).

Ancak daha patolojik bir bakış açısı sergileyen kitapların da bazı olumlu mesajlar içerdiğini belirtmek gerekir. Örneğin bazı kitaplar sağır çocukların ebeveynleri ile olumlu ilişkilerine dair mesajlar içerir. Moonbird [Ay Kuşu] (Dunbar, 2007) kitabında ebeveynler iletişimin ve sağır çocuklarına değer vermenin önemini öğrenirken, Dad and Me in the Morning [Sabahleyin Babam ve Ben] (Larkin, 1994) kitabında işiten bir baba ve sağır çocuğu güneşin doğuşunu izlerken bağ kurarlar. Bu gibi anlar aile üyeleri ile sağır çocukları arasındaki önemli bağı temsil eder.

Resimli Kitaplarda Sağırlık ve Sağır Bireylere Dair Bakış Açılarına İlişkin Çıkarımlar

Patolojik bakış açısının hâkim olmasının nedenlerinden biri, koklear implantlar gibi tıbbi teknolojilerdeki artış olabilir. Bunun sonucunda sağır çocuklar giderek daha fazla genel eğitim ortamlarına kaynaştırılır veya özel sınıflara yerleştirilir. Ancak bu ortamlarda sağır çocukların diğer sağır çocuklar ve/ya yetişkinlerle etkileşimi genellikle sınırlıdır, Amerikan İşaret Dili öğretilmeyebilir veya teşvik edilmeyebilir, sınıflarda çoğunlukla Sağır kültürünü öğretecek uzman ve/ya imkân bulunmaz.

Son bulgular, işitme desteği kullanmayan sağır çocukların Amerikan İşaret Dili gibi görsel dile (örn. Mayberry, 2007, 2010) ve kültürel olarak Sağır rol modellere (örn. Holcomb, 1997) maruz kalmaktan fayda gördüğünü gösterir. Sağır topluluğun üyeleri ve Sağır bireylere yönelik ulusal kuruluşlar[2], birçok sağır çocuk için tercih edilen ortam olarak Amerikan İşaret Diline ve Sağır kültürüne erişim sunan sağır okullarını destekler. Ancak bu okullarda eğitim görmeyen ve sayıları giderek artan çocuklar için olumlu Sağır rol modellere ve Amerikan İşaret Dili hakkında olumlu mesajlara daha fazla ihtiyaç duyulabilir. Resimli çocuk kitaplarından yararlanmak, bunun yollarından biri. Ayrıca kitaplar duyan bireylere, S/sağır bireylere karşı anlayış ve saygıyı teşvik eden mesajlar sunabilirler. Ancak bunun için Sağır topluluğu ve Sağır kültürü hakkında doğru bilgiler içermeleri gerekir.

Nihayetinde resimli kitaplar, çocukların kendilerine ve başkalarına ilişkin algıları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Duyan çocuklar, patolojik bir bakış açısı sunan resimli kitaplar okurlarsa (veya dinlerlerse) sağırlığın bir engel olduğunu, sağır bireylerin günlük yaşamda zorluklar çektiğini ve sağır bireylerin mutlu olmak, faaliyetlerini yerine getirebilmek ve kabul görmek için tıbbi “tedavilere” ihtiyacı olduğunu öğrenebilirler. Sağır çocuk için ise bu tür betimlemeler, kim oldukları ve neler yapabilecekleri konusunda yetersizlik ve/ya düşük bir benlik algısı uyandırabilir. Çocuklar “iyileştirilme” ihtiyacı da hissedebilir.

Öte yandan resimli kitaplar Sağırların kültürel bakış açısını yansıtırsa sağır ve duyan çocuklar, Sağır kültürünün var olduğunu ve gelişmekte olduğunu öğrenebilir, duyan bireylerden ayrı olan dil, tarih ve değerleri hakkında daha fazla bilgi edinebilirler. Resimli kitapların mesajlarına maruz kalma ve bunlar hakkında tartışma yoluyla, duyan bireyler Sağır çocuğun dilini ve kültürünü korumaya yardımcı bile olabilirler. Sağır okurlar, Moses serisindeki ana karakter gibi, Sağır öğretmenlerin işaret dili kullandığı bir okula gidebileceklerini, görsel bir dilde (örn. Amerikan İşaret Dili) ve görsel bir ortamda güçlü yönlerini kullanarak sanattan, atletizmden ve akademiden keyif almayı öğrenebileceklerini görebilirler. Bu da gurur duygusunu teşvik edebilir ve güçlü bir benlik algısı geliştirmeye yardımcı olabilir.

Gelecekteki Uygulamalar

Çoğunluktan farklı olmak çoğu zaman olumsuz bir şekilde tasvir edilir. Sağırlar üzerine çalışmalar gerçekleştiren akademisyenler, Sağır topluluğu kayıptan ziyade kazanç olarak görmenin bir yolu olarak “Sağır Olmanın Kazancı” (Deaf Gain[3]) terimini ortaya attılar (Bauman ve Murray, 2009). Bu terim, Sağır bireylerin kendi topluluklarına ve daha geniş anlamda tüm topluma benzersiz bir katkı sağladığı görüşünü temsil eder. Bunlardan en dikkate değer olanlar, görsel bir dil aracılığıyla iletişim kurmak (örn. Amerikan İşaret Dili) ve görsel ortamlar tasarlamak (bol ışıklı, herkesin birbirini görebileceği şekilde düzenlenmiş koltuklar vb.) dahil olmak üzere görsel “yaşam biçimleridir” (Bahan, 2009).

Resimli çocuk kitaplarında “Sağır Olmanın Kazancı” kavramının teşvik edilmesine yardımcı olmak için ebeveynleri ve öğretmenleri kültürel mesajlar içeren kitapları derslerine dahil etmeye ve bu kültürel mesajlar üzerine tartışmaya davet ediyoruz. Moses serisine ek olarak son örnekler arasında Zoey Goes [Zoey Gidiyor] serisi gibi Sağır yazar/çizerlerin yeni e-kitapları da yer alıyor. Web sitelerine göre e-kitapların amacı, sağır çocukların “kendilerini görmeleri” ve duyan çocukların “dilsel bir azınlık hakkında bilgi edinmeleri”dir. Ebeveynler ve öğretmenler, (hem duyan hem sağır) çocuklarla sağır bireylerin görsel yaşam biçimlerinden nasıl faydalandıklarını ve bunlara nasıl eriştiklerini tartışarak bu mesajlardan faydalanabilirler; örneğin köpeklerinin dikkatini çekmek için ona seslenmek yerine ışık kullanmak gibi. Yine de bu tür mesajları daha fazla içeren yüksek kaliteli edebiyata ihtiyaç var.

Patolojik mesajlar mevcut olduğunda, eğitimciler bunları tartışmaya zaman ayırmalıdır. Örneğin asansörde mahsur kalan sağır çocukla ilgili kitabı okuduktan sonra yetişkinler çocuklara bu durumun gerçekçi olup olmadığını sorabilir veya karşıdan karşıya geçmek gibi eylemler için sağır bireylerin kullandığı görsel stratejileri nasıl kullanabileceklerine dair örnekler sunabilirler. Son olarak duyan konuşan çocuklar, tıbbi teknoloji kullanımları veya tıbbi geçmişleri ne olursa olsun sağır çocukların da arkadaşları olabileceğini, başkalarıyla paylaşabilecekleri beceri ve yetenekleri olabileceğini ve anlamlı hayatlar sürebileceklerini öğrenebilirler.

Gelecekteki Araştırmalar

Gelecekteki araştırmalar için bir alan olarak resimli çocuk kitaplarının niteliklerinin incelenmesini öneriyoruz. Sağır karakterlerin yer aldığı resimli çocuk kitaplarındaki bazı hikâye ve temaları inceledikten sonra, karakterler sağır olmasaydı bu hikâyelerin yayımlanıp yayımlanmayacağı sorgulanabilir. Örneğin asansör kullanmayı bilmeyen ilkokul yaşlarındaki duyan bir çocuk hakkında bir hikâye yayımlanır mıydı? Mevcut edebiyatın niteliğini incelemek için ampirik bir incelemeye gerek olsa da öğretmenler sınıflarına dahil edecekleri kitapları seçmeden önce bu kitapların içerdiği hikâye ve mesajları gözden geçirmeli. Nihai hedef, çocukların zamanına ve ilgisine değer, erken okuryazarlık becerilerini geliştirmeye yardımcı olan ve farklı bireyler hakkında önemli ve doğru bilgiler sağlayan kitaplar seçmek.

Sonuç

Resimli çocuk kitapları, farkındalığı ve değer vermeyi öğretme vaadinde bulunur. Ancak bunu yapabilmek için farklı grupların olumlu ve doğru bir şekilde tasvir edilmesi gerekir. Resimli kitaplar, işitme kaybından ziyade görsel yaşam biçimlerinin benzersiz niteliklerini ve avantajlarını gösteren resimler, kurgusal hikâyeler, biyografiler ve diğer türler aracılığıyla “Sağır Olmanın Kazancı” fikrini tasvir edebilir. Bununla birlikte alternatif mesajlar mevcut olsa bile bu konular çocuklarla tartışılmalıdır, böylece duyan okurlarda bir farkındalık ve değer geliştirirken, S/sağır okuyucularda da Sağır kültürü ve Sağır topluluğu ile gurur duyma ve bağ kurma hissi geliştirirler.

Tıpkı çocukluğumuzda en sevdiğimiz resimli kitabın yıllar boyunca bizimle kalması gibi, farklı bireyleri ve farklı yaşam biçimlerini gösteren resimli kitaplarda tasvir edilen diğer karakterler ve mesajlar da bizimle kalabilir. Resimli kitaplar düşüncelerimizi, algılarımızı ve kimliğimizi etkileme potansiyeline sahiptir. Küçük çocuklar için resimli kitapların seçilmesi ve tartışılması, ilham vermek ve aydınlatmak için her gün olanaklar sunar. Çocuklar için seçilen kitapların, kendileri ve başkaları hakkında hem anlık hem de kalıcı olumlu bir izlenim oluşturarak bu olumlu sonuçları teşvik etmesi ideal olandır.

Kaynakça

Bahan, B. (2009). Sensory orientation. Deaf Studies Digital Journal, 1.

Bauman, H.-D. ve Murray, J. (2009). Reframing from hearing loss to Deaf Gain. Deaf Studies Digital Journal.Carlisle, M. (1998). Portrayal of people with disabilities in children’s literature 1940s-1980s.

Dunbar, J. (2007). Moonbird (J. Ray, Illus). London: Transworld Publishers.

Golos, D. (2010). The representation of Deaf characters in educational television: a content analysis. Journal of Children and Media, 4, ss.248-264. doi: 10.1080/17482798.2010.486130

Golos, D. ve Moses, A. (2011). Portrayal of deaf characters in children’s picture books. American Annals of the Deaf, 156, ss.270-282. doi: 10.1353/aad.2011.0025

Golos, D., Moses, A., and Wolbers, K. (2012). Culture or disability? Examining deaf characters in children’s picture book illustrations. Early Childhood Education Journal, 40, ss. 239-249. doi: 10.1007/s10643-012- 0506-0

Holcomb, T. (1997). Development of deaf bicultural identity. American Annals of the Deaf, 142, ss. 89-93. doi: 10.1353/aad.2012.0728

Kama, A. (2004). Supercrips versus the pitiful handicapped: reception of disabling Images by disabled audience members. Communications, 29, ss. 447-466. doi: 10.1515/comm.2004.29.4.447

Lane, H. (1992). The Mask of Benevolence: Disabling the Deaf community. New York, NY: Alfred Knopf.

Lane, H., Hoffmeister, R. ve Bahan, B. (1996). A Journey into the Deaf-World. San Diego, CA: Dawn Sign Press.

Larkin, P. (1994). Dad and me in the Morning (R. Steele, Illus). Morton Grove, IL: Albert Whitman and Company.

Mayberry, R. (2007). When timing is everything: age of first-language acquisition effects on second-language learning. Applied Psycholinguistics, 28, ss. 537-549. doi: 10.1017/SO142716407070294

Mayberry, R. (2010). Early language acquisition and adult language ability: what sign language reveals about the critical period for language. İçinde: Marschark, M. ve Spencer, P., Oxford Handbook of Deaf Studies, Language, and Education, cilt 2, New York, NY: Oxford University Press, ss. 281-291. doi: 10.1093/oxfordhb/9780195390032. 013.0019

Mendoza, J„ and Reese, D. (2001). Examining multicultural picture books for the early childhood classroom: possibilities and pitfalls. Early Childhood Research and Practice, 3, ss.155-169.

Millman, I. (2000). Moses Goes to School. New York, NY: Farrar, Straus, and Giroux.

Padden, C„ and Humphries, T. L. (2006). İnside Deaf Culture. Cambridge, MA: Harvard University Press.

Riski, M. C.ve Klakow, N. P. (2001). Oliver Gets Hearing Aids (N. B. Polygone, Illus). Stâfa: Phonak.

Roth, G. R. (2000). Elana’s Ears (K. S. Brooks, Illus.). Washington, DC: Magination Press.

Tildes, P. L. (2006). The Garden Wall. Watertown\vn, MA: Charlesbridge.

Watkins, D. (1993). The Spelling Window (Roberts, Illus.). Greenville, SC: JourneyForth.

İngilizceden Türkçeye Çeviren: Bilal Şahinoğlu

Çeviri Editörü: Tuğçe Ören

Kaynak Metin: (Çevrimiçi) https://www.frontiersin.org/journals/psychology/articles/10.3389/fpsyg.2013.00889/full, 19.01.2025.

  1. Bu makalenin amacı doğrultusunda, küçük “s” ile başlayan sağırı tıbbi bağlamda işitme kaybı olan ve büyük “S” ile başlayan Sağırı da kendini Sağır topluluğa ait olarak gören bireyler için kullanıyoruz.
  2. Bkz.: (Çevrimiçi) http://www.nad.org/issues/education/k-12/position-statement-schools-deaf, 20.01.2025
  3. Ç.n.: Deaf Gain yani Türkçe karşılığıyla Sağır Olmanın Kazancı Sağır olmayı bir eksiklik değil, değerli bir kazanım olarak gören bir terimdir. Bu kavram, sağırlığı genellikle düzeltilmesi gereken bir sorun olarak gören tıbbi yaklaşımdan farklıdır ve Sağır olmanın getirdiği kültürel, bilişsel ve dilsel faydaları vurgular. Bu açıdan topluma dahil olma ve kapsayıcılık için oldukça önem teşkil etmektedir. Kişi ve kurumları Sağır bireylerle etkileşimde bulunmanın zenginliğini anlamaya ve onların dünyayı algılama biçimini tanımaya teşvik eder.

Bu yazıyı paylaşın
error: İçerik koruma altındadır!!
Scroll to Top