Manuela Volz
Barbara Rose tarafından kaleme alınan Das Bücherschloss – Das Geheimnis der magischen Bibliothek (Cilt 1) [Kitap Şatosu – Kütüphanenin Büyülü Sırrı] başlıklı yapıt, 2021 yılında Loewe Yayınevi tarafından basılmıştır. Bu kitap 8 yaş ve üstü tüm çocuklar için fantastik bir macera serisinin ilk cildidir.
Kitap, babası Profesör Librum (adından anlaşıldığı gibi tam bir kitap kurdu!) ve sincap Lotti ile küçük bir şehrin apartman dairesinden taşradaki eski bir şatoya taşınan dokuz yaşındaki Becky’i konu alır. Becky, Lotti ve onun yeni arkadaşı hizmetçinin oğlu Hugo, köpeği Watson ile birlikte kalede eski, tozlu bir kütüphane keşfederler. Çok geçmeden kütüphanenin sihirli güçleri olduğunu ve çok çeşitli nesnelerin içinde canlanıp konuşabildiğini fark ederler. Çıngıraklı şövalye zırhı Ferdinand von Schwertfeger, konuşurken “Ö”ye ilgi duyar ve bu nedenle insana ister istemez “Drei Chinesen mit dem Kontrabass”[1] şarkısını anımsatır. Buna, dilinden komik kedi atasözlerini düşürmeyen ve inandırıcı konuşmasıyla bilinen şatonun kedisi Pepper’ın yanı sıra, bir resimden canlanan Kontes von Spisenat, küçük bir ejderha ve taştan bir sümük adam da dâhildir. Hepsi kitapları yavaş yavaş toza dönüşen sevimli çocuk kütüphanesini kurtarmayı başaracak kızın Becky olduğunu umut ederler. Çünkü kitapları artık hiç kimse okumak istemez.
Sadece fantastik dünyaları ve maceraları okumayı seven bir çocuk, kütüphaneyi harabeye dönmekten kurtarabilir. Ancak Becky yanlış adres gibi görünür: Kitapları sevse de masalları veya “aptal kız kitapları” gibi “çocukça şeyleri” sevmez. Babasıyla birlikte keşfettiği öğretici kitapları ve bilimsel çalışmaları okumaktan hoşlanır. İlk başlarda Becky, şatodaki gizemli ve büyülü olaylara mantıklı bir açıklama bulmaya çalışır. Ancak çok geçmeden mantıksal düşünme becerilerinin kendisine yardımcı olmayacağını anlar, kendini hızlıca fantastik okuma dünyasına bırakır. Ayrıca bu süreçte okur, Becky’nin masallar ve maceralar gibi “kurgulanmış” hikâyelere neden yüz çevirdiğini de öğrenir. Annesi eskiden ona kitap okur ve fantastik hikâyeleri onunla birlikte yaşardı. Ama Becky için çocuk kitapları okumak, annesini bir araba kazasında kaybettikten sonra acı verici bir hal alır. Hugo da ebeveynlerinin boşanmasından mustariptir ve söylediğine göre kitap okuyarak, suçluluk duygusundan kurtulmanın bir yolunu bulur. Anne, baba kaybı, ebeveynlerin boşanması gibi bu zor konular kitaplarda sadece yüzeysel olarak ele alınmakta ve başkahraman ilk reddedilişten sonra kendini yeniden kitapların fantastik dünyasına çok hızlı bir şekilde bırakmaktadır.
Genel anlamda kitaptaki karakterler hakkında az şey öğrenilir. Hikâyenin akışı o kadar hızlı ilerler ki okur Becky, Hugo veya kütüphanedeki büyülü konuşan nesneler hakkında biraz daha fazla şey öğrenmeyi arzular. Hatta Becky ve Hugo arasındaki dostluğun nasıl geliştiğini görmeden dost olduklarına şahit oluruz. Belki yayımlanmış olan 2. ciltteki kahramanlar hakkında daha fazla şey öğreneceğizdir.
1. ciltte Becky ve Hugo’nun gerçek günlük yaşamı, eylemin odak noktası ve sihirli nesnelerin ve insanların belirdiği yer olsa da kitabın sonunda Becky ve arkadaşlarının kitaplardan daha fazla sihirli varlık kurtarmak için büyülü paralel dünyanın bir kapısından içeri girmeleri gerektiğini öğrenirsiniz. Yani bir sonraki macera belli, bu sefer sıra öteki dünyada…
Hikâye, fantastik ve fantezi eserlerle koşutluk gösterir. Zaman zaman bize Michael Ende’nin Bitmeyecek Öykü’sünü anımsatır. Bu kitapta da bir hayal gücü kaynağı olarak önemli görülen okuma eylemi konu edilir ve bu durum çocuklara özel değildir. Aynı zamanda kitaptaki başkahraman, kitabı okuyarak büyülü bir fantastik dünyaya giriş yapar. Ayrıca burada da sadece bir çocuk, fantastik dünyayı ve karakterlerini sonsuza dek yok olmaktan kurtarabilir. Devamında kimi kesitler, örneğin peri masalları ve içerdikleri rol modelleri hedef alındığında, fantastik maceraya dâhil olan Shrek’i andırır. Örneğin Becky, Pamuk Prenses’i okurken kötü kraliçeyle karşılaştığında, aslında o kadar da kızgın değil; aksine zavallı pamuk prensesi tekrar elma ile zehirlemek zorunda kalmaktan sıkılmış görünür. İç çekerek, “Ama herkesin üstlendiği bir görevi vardır, Becky’nin de öyle” diye ekler. Fakat Becky, aynaya sürekli olarak güzellik sorusunu sormanın “aptalca” olduğunu çünkü bunun “hiçbir öneminin olmadığını” eleştirir. Bu noktada Becky aklınızdan geçenleri söyler ve onun bakış açısından hareketle başka masalları da eleştirel bir şekilde sorgulamak istersiniz.
Kitap hoş ve akıcı bir şekilde okunuyor, atlamak isteyeceğiniz uzun bölümler yer almıyor. Çünkü olaylar çok hızlı bir şekilde ilerler. Güzel ve yumuşak çizimler metni destekler, metindeki insan figürlerine ve sihirli figürlere biçim verir.
İncelediğimiz kitap tanıdık motiflerle de olsa, genel olarak genç okuyucuları okumaya heveslendiren ve kitapların büyülü dünyasında fantastik bir yolculuğa çıkaran eğlenceli, heyecan verici bir kitaptır. Konunun içerik olarak biraz zenginleştirilebileceğini söyleyebilirim ki umarım 2. ciltte bu gerçekleştirilmiştir. Ayrıca ölüm, boşanma gibi acı verici deneyimler biraz olsun bu ciltte konu edilmeye çalışılmıştır. Böylece çocuklara okuma ya da hikâye anlatmanın üzücü, acılı zamanlarda rahatlık sağlayabilecek bir şey olduğunu gösterilmeye çalışılmıştır.
Kaynakça
Barbara Rose (2021). Das Bücherschloss (Band 1) – Das Geheimnis der magischen Bibliothek, 1.baskı, 160 sayfa, resimleyen Annebelle von Sperber, Loewe Yayınevi.
Almancadan çeviren: Enise Eryılmaz
- Ç.N.: “Drei Chinesen mit dem Kontrabass” [Kontrbas ile üç Çinli] başlıklı şarkıdaki sözler sırasıyla sesli harfleri değiştirerek söylenir. İlgili şarkıya aşağıdaki bağlantıdan erişebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=9C2cLTif4QU , (Çevrimiçi), 27.11.2021 ↑